Pozitif psikoloji ile ilgili sevdiğim kavramlardan birisi de “entelektüel iyi oluş”tur. Entelektüel kavramı, TDK sözlüğünde “bilim, teknik ve kültürün değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımı daha da genişletecek olursak entelektüel bireyler, bilgi ve kültür düzeyi yüksek, meraklı, öğrenme aşkıyla dolu, deneyimlere açık, sıra dışı yaşam becerilerine sahip ve yaratıcı bireylerdir.
Entelektüel iyi oluşla ilgili donanımlara dikkat edilecek olursa hemen hepsinin zihinsel faaliyetlerle ilgili olduğu görülecektir. Bu zihinsel faaliyetler insanın “bilme ve anlama ihtiyacı” ile ilgilidir. Bu ihtiyaç, bir öğrenme makinası olarak nitelendirebileceğimiz insanın üst düzey ihtiyaçlarından birisidir. Pozitif ruh sağlığı konusundaki çalışmalarıyla ünlü Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini duymuşsunuzdur. Bu ihtiyaçlar hiyerarşisinde “bilme ve anlama ihtiyacı” ve “estetik ihtiyaçlar” üst düzey ihtiyaçlar arasında kabul edilir. Fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları gibi temel ihtiyaçlar tüm canlılar için ortakken, “bilme ve anlama ihtiyacı” ve “estetik ihtiyaçlar” yalnızca insanlara özgüdür.
Bilişsel ihtiyaçlar olarak da nitelendirebileceğimiz bu ihtiyaçlar, farklı disiplinlerde “hakikat arayışı” ya da “kendini bilme yolculuğu” olarak da ifade edilir. Diğer tüm ihtiyaçlar gibi bu ihtiyaçların doyurulmaması da bireyde gerginliğe yol açacak ve bireyin psikolojik iyi oluşunu olumsuz etkileyecektir. Nitekim psikolojik iyi oluş konusundaki çalışmalarıyla ünlü Prof. Dr. Carol Ryff da entelektüel iyi oluş ifadesini kullanmasa da, “bireysel gelişim” kavramıyla bunu anlatmak istemiştir. Bu açıdan bakıldığında, entelektüel iyi oluş kavramı bireyin iyilik hali içerisinde önemli bir yer tutmaktadır.
Carol Ryff’ın görüşlerini de göz önünde bulundurarak, entelektüel iyi oluş düzeyi yüksek insanları;
-Deneyime açık, yeni şeyler denemekten hoşlanan,
-Yaşı ilerledikçe gelişmekte ve ilerlemekte olduğunu gören,
-Yaşamı devam eden bir öğrenme, değişme ve gelişme süreci olarak gören,
-Hayatında büyük gelişimler ve değişimler yapmayı denemekten vazgeçmeyen,
-Öğrenme isteği yüksek,
-Meraklı,
-Olayları, sıra dışı, farklı açılardan ve özgün bir şekilde değerlendirebilen,
-Hayret ve hayranlikla çevresine bakan,
-Yeni şeyler öğrenmekten ve bunları paylaşmaktan keyif alan,
-Okuyan, yazan, seyahat eden, kültürel ve sanatsal faaliyetlerle ilgilenen kişiler olarak nitelendirebiliriz.
Aslında bu saydığımız özelliklerin çoğu çocuklarda mevcuttur. Üç yaşındaki bir çocuğu düşünün, her şeye meraklı, her şeyi denemek isteyen ve soran bir varlıktır. Ama yaşı büyüdükçe bu özelliklerini kaybeder, heyecanını kaybeder ve nihayetinde entelektüel iyi oluşun tam tersi, durağan, deneyimlere kapalı, rahatlık bölgesinden çıkmak istemeyen ve alışkanlıklarının esiri olmuş bir birey haline gelir. Entelektüel iyi oluş düzeyi düşük insanların yaşam coşkusu azdır, hayatları büyük oranda durağan ve monotondur. Yeni şeyler öğrenmeye ve yeni yaşantılara kapalıdırlar. Bundan dolayı da bilişsel şemaları gelişmez ve olayları tek taraflı olarak değerlendirme eğiliminde olurlar. Katı bir dünya görüşüne sahiptirler. Bir nevi “kargadan başka kuş tanımam” anlayışı içindedirler. Melih Arat, bu durumu şöyle anlatıyor: “Sürekli aynı yerde beslenen insanlar hep aynı kümeste takılan tavuklara benziyorlar. Dünya bu kümesten ibaret değil, kocaman bir dünya var. Tavukların bile özgür olanı makbul. O zaman yemediğini ye, gitmediğine git, öğrenmediğini öğren, konuşmadığınla konuş, sevmediğini sev, yaşamadığını yaşa, denemediğini dene.”
Entelektüel iyi oluş düzeyi düşük insanlar çevreleri tarafından “sıkıcı” olarak nitelendirilir. Bu insanlar, gerek kişilerarası ilişkilerinde gerekse evlilik ilişkilerinde çabuk tüketilir. Bir süre sonra çevresine ya da ilişki halinde olduğu kişiye ilginç gelmemeye başlarlar. Entelektüel iyi oluş düzeyi yüksek insanlar ise, daima ilginçtirler ve sürprizlerle doludurlar; bildikleriyle ve yaşam deneyimleriyle sürekli etraflarını şaşırtırlar. Çevrelerinde heyecan oluştururlar ve pozitif duyguları iletişim halinde olduğu kişileri de etkiler. Esin vericidirler.
İyi oluşun (well-being) önemli bileşenlerinden birisi olan entelektüel iyi oluşla ilgili oldukça sınırlı sayıda araştırma vardır. İlerleyen süreçte konuyla ilgili yapılacak araştırmalar, bize bu kavramın ilgili ve etkili olduğu pek çok durumla ilgili de bilgi verecektir. Bir sonraki yazımda da “iyi oluş” kavramının farklı bir boyutunu ele almaya çalışacağım.
Esenlikler dilerim,
Dr. Tayfun Doğan
Psikolojik Danışman
www.tayfundogan.net
Tayfun hocam, “Entelektüel İyi Oluş” yazınızı ilgi ve beğeni ile okudum ve çok yaralandım.. Belki, bu yazınızda biraz da kendimi bulduğum içindir. Sizleri kutluyor ve çok teşekkür ediyorum..
Saygılarımla..
Teşekkür ederim Celalettin Bey. Evet siz gerçekten entelektüel iyi oluş kavramına uyuyorsunuz. Harika fotoğraflar çekiyorsunuz.
Turkceye uyarlanmis hali hazirda bir “Entelektuel İyi Oluş” ölçeği mevcut mu Tayfun bey?
Serkan Memnun tarafından Türkçe’ye uyarlanan Algılanan Esenlik Ölçeği var. Onun alt boyutlarından birisi “Entelektüel İyi Oluş”u ölçüyor. Yök Tez Tarama sayfasından ulaşabilirsiniz.
Tayfun Hocam “entelektüel iyi oluş” yazısını beğeni ile okudum her insanın okuması gerek bi yazı kişisel gelişim açısından çok faydalı öğrenmenin yada merakın yaşının olmadığını belirten yazıyı keyifle okudum
Teşekkür ederim.